15 Aralık 2009 Salı

SÜKUT-U HAYAL

Neden ufacık bir an’a bu kadar anlam yüklüyorum ki ben? Neyi neden üstüme alınıyorum? Belki de benimle uzaktan yakından ilgisi olmayan bir cümleden bu kadar anlam çıkarmak da neyin nesi? Kendini çok önemli görmek mi sebebi yoksa önemsenmeyi çok istemek mi o cümlenin sahibince? Hangisi? Hala belki diyorum fark ettin mi? “Belki de benimle uzaktan yakından ilgisi olmayan bir cümle” diye… Hala boş bir beklenti üzerine ihtimal hesapları yapıyorum. Aslında yaptığım tek şey kendi kendimi incitmek değil mi? Boşa çıkan her ihtimal yeni bir düş kırıklığı sadece… Hüznü önceki kırıklara eklenip yaşanan yeni gibi görünen ama çok da yabancı olmadığım düş kırıklarından biri :(

En iyisi hiç düşünmemek bunları belki de, düşündükçe kendime kızıyorum çünkü… En iyisi kafamı olabildiğince işle güçle doldurmak sonra da kalabalığın arasına karışıp gürültünün içinde kafamın içini dolduran tüm düşüncelerden sıyrılmak… Belki böyle yorunca kendimi, boş beklentilerden ihtimaller üretip bana oyun oynayacak hali kalmaz aklımın… Bir de rüyalar var tabii. Ama onlar için yapılacak bir şey yok. O kadar güçlü değilim henüz…
(Fonda :Badem,Bir an için)


Sükut-u hayal sonunda hep elde kalan
Yanımda olsan da uzanıp tenine dokunsam
Yeni başlayan hep bilip de uymayan
Koca şehir duymaz
Bir tek sen ve bir de kahkahan
Gerisi sükut-u hayal...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder